Bir imtihan dünyasında olduğumuzu düşünürsek, yaşadığımız her şeyin bir sebebi olduğunu bilmek gerekir. Hiçbir şey tesadüf değildir. Allah’ın bilgisi ve izni dahilindedir her şey. Bu demek değildir ki, kötülükleri de Allah istiyor. Elbette ki değil. Allah bizlere seçim hakkı vermiştir. Seçimi yapan biz, seçtiğimizi bilen Allah’tır.
İnsan, insan ile sınanır. Karşılaştığımız her durumda ilahi bir mesaj ve imtihan olduğunu bilmek ve bu imtihanı kazanmak için gayret etmek gerekir. Sebeplere takılmadan, sebepler ötesi ilahi manayı görmek ve anlamaktır vazifemiz. Sadece olaylara takılı kalırsak; isyan ve şikayet peşimizi bırakmaz.
Bazen aynı konuda birkaç kez imtihan oluruz. Neden ben? Yine mi ben? Sorularını sorup dururuz kendimize. Aslında ilk imtihanı geçemediğimiz içindir belki de ve Allah geçmemizi istiyordur. Nerede hata yaptığımızı gözden geçirmek ve neresini düzeltmemiz gerektiğini anlamamız içindir bu tekrar. Her şey üzerime üzerime geliyor deriz. Belki de biz ters yönde ilerliyoruz, belki de yol güzergahını değiştirmemiz lazım. Ne kadar çabalasak da ilerleyemiyorsak, bir duralım. Durup düşünmek, düşünüp değişmek gerektiğini görelim.
Ne kahrı düşman elinden, ne de lütfu dostundan bilmemeliyiz. İşlerimizi Allah’a ısmarlamak, O’na havale etmek gerekir. O’nu vekil tayin kıl. Gücü ve kudreti sonsuz bir yaratıcımız var. Kahır da, lütufta birer imtihandır. Sabrımız ve sükrümüz sınanmaktadır. Şunu bilmeliyiz ki; bütün insanlar bir araya gelse, Allah’ın takdir ettiğini engelleyemez. Sana dokunan bir zarar varsa, Allah’tan başka giderecek kimse yoktur. Dua ile, sabır ile Allah’a yönelen kişiye yardımcı kullarını gönderir. Bize düşen tam tevekkül ile O’na sığınmaktır. O hayrını dilediği kuluna ulaştırır. O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Derdi de, dermanı da verecek olan O’dur. Bizler hakkımızda ne hayırlı, ne şer bilemeyiz. Bu sebeple dua ederken, dilekte bulunurken hayırlısını istemek gerekir. Bir şey olacaksa Allah sebepler yaratır. Yine, bir şey olmayacaksa sebepler yaratır. Allah’tan gelene rıza göstermek, kulluğun bir gereğidir. Unutmamalıyız ki; Allah imtihan ettiği kuluna mükafat verir. Belki bu dünya da, belki de ahirette. Belki de her iki alemde ama kesinlikle hiçbir imtihan karşılıksız kalmaz. Dertteyim değil, imtihandayım demeliyiz.